“(1)Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir.
(2)Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden
başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden
beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.
(3)Affeden tarafın dava hakkı yoktur.”
Zina: Evlilik birliğinin devamı esnasında eşlerden birinin, eşi dışındaki bir kişi ile bilerek ve isteyerek cinsel ilişkiye girmesidir. Türk Medeni Kanununa göre özel ve mutlak bir boşanma sebebidir. Evlilikte eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar. Buna göre sadakat yükümlüğü cinsel sadakati de kapsamaktadır. Zina ise eşlerin birbirlerine karşı olan cinsel sadakat yükümlülüğünün bir ihlali niteliğindedir.
Hamile kalmak, zührevi hastalığa yakalanmak, fotoğraflar, iletişim araçları, tanık beyanları, karı-koca hayatı yaşamak, aynı evde veya otelde gece geçirilmesi, ortak konuta alınan yabancı kimsenin çıplak yakalanması gibi durumlarda zinanın varlığı ispat edilebilir. İkrar ve yemin ile zinanın ispatlaması mümkün değildir.
Cinsel ilişkinin beklenmeyen yollarla, aynı cinsle, ölü/hayvan/eşya ile gerçekleşmesi, yapay döllenme olması veya aşıkane hareketlerin varlığı zina sayılmamaktadır.
Kanunda düzenlenen süreler hak düşürücü sürelerdir. Altı aylık sürenin başlaması için zinanın öğrenilmesi gerekmektedir. Sadece kuşku 6 aylık hak düşürücü süreyi başlatamaz. 5 yıllık süre ise zinanın gerçekleştiği tarihten itibaren başlamaktadır ve azami bir süredir. Eğer zina birden fazla ve devam ediyorsa her bir eylemden itibaren yeni bir hak düşürücü süre işlemeye başlamaktadır. Hak düşürücü sürelerin geçip geçmediğinin hesaplanmasında da son zinanın gerçekleştiği tarih esas alınmalıdır.
Af: bir irade değil duygu açıklaması olup herhangi bir şekle tabi değildir. Ayrıca zinaya rıza göstermek af olarak sayılması gerekmektedir aksi düşünüldüğünde ise eşini zinaya teşvik eden eşin zinaya dayalı boşanma davası açması hakkın kötüye kullanılması teşkil edecektir.
Boşanmada af sayılacak davranışlar:
- Cinsel ilişkide bulunmaya devam edilmesi,
- Birlikte uzun süreli tatile gidilmesi,
- Sosyal medyada evlilik birliğinin devam ettiğini gösteren paylaşımlar yapılması,
- Evliliği kurtarma amacıyla uzun süreli aile terapistine gidilmesi vb.
Af Sayılan Eylemlere İlişkin Yargıtay Kararları
„‟Davalı-karşı davacı (birleşen davacı) nın, birleştirilen boşanma davasından sonra eşine 08.03.2010, 05.05.2010, 07.05.2010 ve 25.06.2010 tarihlerinde gönderdiği mesajların içeriği af niteliğinde olup, affeden tarafın dava hakkının bulunmadığının (TMK. md.161) anlaşılmasına göre tarafların yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına…‟‟ (Yarg. 2. HD. T. 28.12.2011, E. 2011/1886, K. 2011/23841)
‟… Dava münhasıran zina sebebine dayanmaktadır. Davacının, eşinin bir başka kadınla ilişkisine dair görüntü kayıtlarını ihtiva eden CD‟yi dava tarihinden itibaren dört yıl önce elde ettiği, davacı hakkındaki şantaj suçuna ilişkin ceza mahkemesinin mahkûmiyet kararından anlaşılmaktadır. Bu kasetin elde edilmesinden sonra tarafların evlilik birliği devam etmiştir. Davalının başka bir kadınla ilişkisinin devam ettiğine ilişkin bir delil bulunmamaktadır. Bu olaya rağmen evlilik birliğinin devam etmiş olması af niteliğindedir…‟‟ (Yargıtay 2. HD. T. 08.11.2010, E. 19506, K. 18684)
” Evlilik süresi içerisinde kadının zina fiilini işlediği anlaşılmaktadır. Koca eşinin bu davranışını 1995 senesinin Ağustos ayında öğrenmiş, 1996’da şikâyette bulunmuş, nesebin reddini istemiştir. Zina fiilinden sonra eşlerin barışıp bir araya geldikleri, evliliğin mutlu şekilde devam ettiği de ispat edilmemiştir. Boşanma davasının açılmaması davalının bağışlandığı anlamına gelmez.‟‟ (Yargıtay 2. HD. T. 17.10.2000, E. 2000/10900, K. 2000/13046)
‟Olayda koca 18.8.1982 günlü ve 31564 sayılı Ankara 11. Noterliği kanalıyla eşine yaptığı ihtarda Almanya‟da yalnız başına perişan kaldığından ve karısını oraya götürmek istediğinden söz ederek iki gün içinde kendisinin ve müşterek çocuklarının nüfus kayıtlarını (pasaport işlemlerine esas olmak üzere) göndermesini istemiştir. İşbu beyan kayıtsız şartsız zina eylemini bağışlama niteliğinde olup, Medeni Kanun‟un 129/2. maddesi karşısında boşanma davası açılamaz.‟‟ (Yargıtay 2. HD. T. 27.09.1983, E. 6246, K. 6813)